Ttb’den MHP’nin Kanun Teklifine Tepki: “Hekimler, Kendi Meslek Örgütleriyle İlgili Kararları Siyasal İktidarlardan Bağımsız Olarak Almayı…
Türk Tabipleri Birliği (TTB), ismindeki “Türk” ibaresinin kaldırılması için MHP tarafından verilen kanun teklifine reaksiyon göstererek, “Meslektaşlarımızla birlikte meslek örgütümüzün bağımsızlığını savunarak bu fırsatçılığın sonuç almasına izin vermeyeceğiz. Hekimler, kendi meslek örgütleriyle ilgili kararları siyasal iktidarlardan bağımsız olarak meslek örgütlerinin meşru organları aracılığıyla almayı sürdüreceklerdir” açıklamasını yaptı.
TTB, MHP Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan’ın TTB’nin ismindeki “Türk” ibaresinin kaldırılması için TBMM’ye dün verdiği kanun teklifine reaksiyon gösterdi. TTB tarafından bugün yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi:
“MESLEK BİRLİKLERİ, GÜNDELİK SİYASİ İHTİYAÇLARA GÖRE YAPISININ DEĞİŞTİRİLEBİLECEĞİ KURULUŞLAR DEĞİLDİR”
“Geçtiğimiz günlerde Dünya Tabipleri Birliği ile Alman (Bundesärztekammer), İspanyol (Organización Médica Colegial de España) ve İngiliz (British Medical Association) tabip birlikleri üzere birçok ülke tabip kuruluşlarından, Merkez Kurulu Lideri tutuklanan meslek örgütümüze takviye iletileri birbiri gerisine iletilmişti. Anlaşılacağı üzere, ülke tabip birliklerinin isimlerini nereden aldıkları muhakkaktır. Bu birlikler; tarihleri, hekimlik mesleğinin icrasında üstlendikleri resmi roller ve kozmik etik prensiplerle olan bağları istikametiyle gündelik siyasi gereksinimlere nazaran yapısının değiştirilebileceği kuruluşlar değildir. Bugüne kadar her bir siyasal baskı ve müdahale eforunun sonuçsuz kalması, TTB’nin bu konudaki haklılığının en somut göstergesidir.
“SÖZ KONUSU METİNİN CİDDİYET VE SORUMLULUKLA HAZIRLANMADIĞI VE BİR KANUN TEKLİFİ NİTELİĞİ TAŞIMADIĞI AÇIKÇA GÖRÜLMEKTEDİR”
Anayasal koruma altında olan TTB Kanunu’nun gündelik siyasi hesaplar ismine değiştirilmesi için bir doktor milletvekili tarafından TBMM’ye sunulan teklif metni, iktidar çevrelerinin kanunun ne anlama geldiğinin dahi farkında olmadığını göstermiştir. Zira kanunlar, toplum için gerekli asli düzenlemeleri içeren genel, soyut, objektif ve sürekli nitelikte temel hukuk kurallarıdır. Belirli bir günün ihtiyacını karşılamak için çıkarılan metinler, maddi anlamda kanun sayılmazlar. Bu çerçevede, TBMM Başkanlığı’na sunulup Sıhhat, Aile, Çalışma ve Toplumsal İşler Komitesi’ne sevk edilmiş kelam konusu metnin, ciddiyet ve sorumlulukla hazırlanmadığı ve bir kanun teklifi niteliği taşımadığı açıkça görülmektedir.
“HEKİMLER, KENDİ MESLEK ÖRGÜTLERİYLE İLGİLİ KARARLARI SİYASAL İKTİDARLARDAN BAĞIMSIZ OLARAK ALMAYI SÜRDÜRECEKLERDİR”
Görevini icra eden tüm doktorların, dünya örneklerinde de olduğu üzere kendi meslek örgütlerinin doğal üyesi sayılmaları yanlışsız ve unsurlu bir yaklaşımdır. 12 Eylül Darbesi’yle kamu için kaldırılan bu zorunluluğun bugün tümüyle isteğe bırakılması, hekimlik mesleğinin icrasında deontolojik problemler oluşturacak ve Anayasa’nın 135. unsuruna açıkça terslik oluşturacaktır. Böylesi bir uğraşın meslek örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini, sendikaları ve sivil toplumu güçsüz hale getirme, etkisizleştirme, mümkünse büsbütün susturma maksadını taşıdığı açıktır. İktidar etraflarının bu teklifle tüm topluma vermek istedikleri bildirinin ve yaratmak istedikleri endişe ikliminin farkındayız. Geçmişte olduğu üzere bugün de kozmik hekimlik pahaları çerçevesinde toplum sıhhati, meslektaşlarımızın özlük hakları ve demokrasi için çaba veren meslek örgütümüze yönelik antidemokratik müdahalelere karşı duracağız. Meslektaşlarımızla birlikte meslek örgütümüzün bağımsızlığını savunarak bu fırsatçılığın sonuç almasına müsaade vermeyeceğiz. Doktorlar, kendi meslek örgütleriyle ilgili kararları siyasal iktidarlardan bağımsız olarak meslek örgütlerinin yasal organları aracılığıyla almayı sürdüreceklerdir.”
